6 Ekim 2011 Perşembe

5. gün..

Doğdun!

Hatta şu anda melekler gibi uyuyorsun. Gözlerini açıp baktığında, hele ki gülümsediğinde dünya duruyor. O kadar güzelsin ki. Oyuncak bebekler gibi...

Epidural sezaryenle geldin dünyaya. Baban da geldi doğuma ve tuttu ellerimi, gözlerinde pırıltılarla... -ki kan tutar onu bilirsin... (bileceksin)- Ama çok güçlüydü. Ben bir kez daha aşık oldum ona.

Ameliyat yerlerim yanıyor hala. Göğüs uçlarım her emmeden sonra acıyor. Çünkü çok ustasın emme konusunda ve ben daha yara-kabuk olmasına alışkın değilim. Ama işte sen emerken, minik ellerinle göğsümü tutarken, hele de tek gözle bana bakarken o kadar mucizevi bir an yaşıyoruz ki katlanılıyor acılara ve ağrılara. Seni görmeden sevmiştim, şimdi "Bir insan en büyük aşkını nasıl doğurur?" işte buna şahit oldum.

Anneannen bizde kalıyor. O olmasa ne yapardım bilemiyorum. Lohusalık bunalımı diyorlar sanırım. Gün içinde bazen ağlamak geliyor içimden. O iyi ki yanımda.

Baban o kadar yardımcı ki. Ben seni emziriyorum o hemen gazını çıkarmak için alıyor seni kollarına. Biliyorsun benim babamla ilişkim hiç öyle olmadı. Sizi kıskanacağım sanırım. :) Ama bir yandan da çok şanssızsın kızım. İlk aşkın baban gibi mükemmel bir erkek olacak ve sen onla yarışacak bir hayat arkadaşı arayacaksın. İşin zor. Ondan azıyla da sakın yetinme! :)

Doğum hikayeni anlatacağım...
Biraz dinlenince...

 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder