Damla sakızlı kurabiye yapalim dedik, sıvadık kollarımızı. Hamurla da cok eğlendik. Sonra pişti. Bir güzel yerleştirdik tabağa. Ama Mira'nın aklı o pudra şekerlerinde kalmışti bi kere :)
7 Nisan 2014 Pazartesi
Neden Anne Neden?
Başladı soruların tüm hızıyla bitanem.
-Onu öyle yapma Mira...
-Neden?
-Çünkü canın acıyabilir.
-Neden?
-Tehlikeli çünkü.
-Hmmm anladım.
Tipik bir diyalog bu seninle.
Kafana uymuyorsa neden, sonuna kadar direniyorsun gözlerini kocaman açarak.
Ve açıkçası, her şeyi sana tüm detaylarıyla anlatmaya çalışmaktan dilimizde tüy bitiyor.
Her şeyi yapmak istiyorsun, her şeyi denemek, hep yardım etmek.
Yemek yapılıyorsa sen de karıştırmalısın.
Kitap okunuyorsa sen de okumalısın.
Eğer bir yere gidilecekse Mira da gitmeli.
Uyunacaksa başın mutlaka göğsümde olmalı.
Ve sen isteyene kadar sırtın ya da karnın kaşınmalı. Çünkü uykuya dalma anın yaklaştığında "Yeter kaşıma anne" diyorsun. Kollarında yumuşak bir oyuncak (önceden Pepeydi bu şimdi bir şirin), bir avucunda mutlaka minyatür bir şey. Kimi zaman bi toka, kimi zaman bi oyuncak parçası. Neden bilmiyorum ama bi el mutlaka dolu olacak.
Kendine has özelliklerin işte.
Seni sen yapan, beni sana daha da tutkun yapan şeyler.
“Anneciğim seni çok sevoorum”
Ne yaşta olursan ol, sıpalığın ne derece aşmış olursa olsun, sanırım her duyduğumda seni bu minik suratınla hatırlayıp gözlerimi dolduracak tek cümle bu.
Ben de seni çok seviyorum Mira.
-Onu öyle yapma Mira...
-Neden?
-Çünkü canın acıyabilir.
-Neden?
-Tehlikeli çünkü.
-Hmmm anladım.
Tipik bir diyalog bu seninle.
Kafana uymuyorsa neden, sonuna kadar direniyorsun gözlerini kocaman açarak.
Ve açıkçası, her şeyi sana tüm detaylarıyla anlatmaya çalışmaktan dilimizde tüy bitiyor.
Her şeyi yapmak istiyorsun, her şeyi denemek, hep yardım etmek.
Yemek yapılıyorsa sen de karıştırmalısın.
Kitap okunuyorsa sen de okumalısın.
Eğer bir yere gidilecekse Mira da gitmeli.
Uyunacaksa başın mutlaka göğsümde olmalı.
Ve sen isteyene kadar sırtın ya da karnın kaşınmalı. Çünkü uykuya dalma anın yaklaştığında "Yeter kaşıma anne" diyorsun. Kollarında yumuşak bir oyuncak (önceden Pepeydi bu şimdi bir şirin), bir avucunda mutlaka minyatür bir şey. Kimi zaman bi toka, kimi zaman bi oyuncak parçası. Neden bilmiyorum ama bi el mutlaka dolu olacak.
Kendine has özelliklerin işte.
Seni sen yapan, beni sana daha da tutkun yapan şeyler.
“Anneciğim seni çok sevoorum”
Ne yaşta olursan ol, sıpalığın ne derece aşmış olursa olsun, sanırım her duyduğumda seni bu minik suratınla hatırlayıp gözlerimi dolduracak tek cümle bu.
Ben de seni çok seviyorum Mira.
Kaydol:
Yorumlar (Atom)